McHaramid Hediyesidir.İletişim Skype:mixxercz - mebusa1
HaramidOnline
IP:78.135.87.122

Hikaye



Sezon I Hikayesi:Kanlı Tepe Muharebesi


''...Hava yagmurluydu.Meydanda kara bir sis vardı.Bu sis savaşçıları derin bir kasvete sokmuştu.Karşı taraftan bir atlı yaklaştı.
Bu Hevselin ünlü süvarisi Uneys'den başkası değildi.Atını düz rahvan halde tepenin eteğindeki ordumuza sürdü.Ancak onun gelmesi karşıdan bir mesaj yazıldığının habercisiydi.Uneys orduya tam 20 adım kadar uzakta atını şaha kaldırdı.
''Hevsel Emirinden mesaj var.Ulağını gönder Ey Kahren sultanı Selemon...''diye bağırdı Uneys...
Sultan Selemon ordunun ön saflarında muhafızlar tarafından korunuyordu.Muhafızların saflarını yardı ve Ulağımız Haren'i çağırdı.Ulağı Uneys'e gönderip mesajı aldı ve Sultan Selemon'a getirdi.Selemon mesajı ulaktan aldı,tam Uneys'e bakacaktı ki Uneys çoktan dönüp gitmişti.Selemon mesajın siyah kurdeleyle sarılı olduğunu gördü.Siyah kurdelenin anlamını Haramid topraklarında bilmeyen yoktu.Siyah kurdeleyi hafifçe çekti ve kağıt hızla açıldı.Şöyle yazılmıştı:
''Ey Kahren Sultan'ı Selemon.Ben Hevsel Emiri Nesrep ordumla beraber kanlı tepenin zirvelerinde beklerken bize karşı kuvvetlerini hazırlaman beni hiç şaşırtmadı.Lakin kardeşim,Haramid toprakları benim.!Babamız Sultan Nefer vasiyetini bırakamadan yanımızdan ayrılmış olabilir,ancak sen de biliyorsun ki Haramid'i koruma görevini üstlenmek için doğduğumdan beri eğitildim.Bir Haramidli'nin savaş meydanında neler yapabileceğini sorgulamak senin aleyhine olur.Bu yüzden ordunla birlikte teslim olup Güney Haramid'i birliklerime teslim etmeni emrediyorum ,aksi taktirde çok kan dökülecek.Aramızdaki husumete son vermek ellerinde.Ağabeyin Nesrep...''
Mesajın yazılı olduğu kağıt Selemon'un ellerinden kayıp gitti.Ordusu merakla ve korkuyla Selemon'a selam duruyordu.
Selemon'un büyük bir karar vermesi gerekiyordu.Halk daha hoşgörülü,alçak gönüllü ve sözünün eri olduğunu düşündüğü için onu Sultanları olarak benimsemişti.Kendisine umut bağlamış halkı yüz üstü bırakamazdı.Selemon bunları düşünürken yağmur çiseleyerek durdu ve ışık hüzmeleri kasvetli sisi dağıttı.Selemon selam duran askerlerini derin bakışlarıyla süzdü.
Atın altın eğerinden yansıyan ışıklar askerlerin çehrelerini aydınlatıyordu.Ve şöyle seslendi:
''Ey Kahren yiğitleri!Beni iyice dinleyin.Belki bunlar sizinle birlikte olduğumuz son seferimiz..Ey halkım,ordum,ailem,kardeşlerim..Sizler beni Sultan olarak kalplerinizde ağırlamışken ağabeyim Nesrep bana asi olup yolumuzdan ayrıldı.Benden Güney Haramid'i kendisine teslim etmemi talep ediyor.Yiğitlerim söyleyin bana.!Halkımı ve ordumu Hevsel sultanı hakediyor mu?''
Askerler hep bir ağızdan bağırdı ''Hayır!''
''Peki karşı koyarsak yarına kızıl bir güneşle uyanacağımızı veya hiç uyanamayacağımızı söylesem..Yine de benimle çarpışırmısınız!''
Askerler , ''Evet.!'' diye bağırdı.Arkalardan bir siyahi ''Son haddine kadar kılıcım yoluna hizmette Ey Selemon!''
''Madem öyle kardeşlerim bu gün Haramid toprakları kana doyacak,çekin kılıçları yiğitlerim!!!''
Askerler kılıçları çekerken kınlardan çıkan uğultu karşıdaki orduya kadar vardı.Nesrep'in ordusu Nesrep'e selam duruyor ve emirlerini bekliyordu.Emir Nesrep, ''Yiğitlerim bunun anlamını biliyorsunuz.Siz ki bana ve halkıma sadık askerlersiniz!Bu gün Kahrenliler sizin sadakatinizi sınamak için burdalar.Çekin kılıçları!.Ve bir Hevsellinin sadakatinin sınamanın ne olduğunu gösterin onlara!!!''
Nesrep kılıcını çekti ve ordusuna hücum işareti verdi.Atını düz rahvan bir halde kanlı tepenin eteğine sürdü.Arkalarından keskin bir güneş ışığı Nesrep'in ordusunu geçip Kahren ordularını aydınlatıyordu.Tepeden yaklaştıklarını gören Selemon askerlerine hücüm emri verdi ve ordusunu tepenin eteğine sürdü.Kılıcını göğe uzatmış bir halde Kahren süvarileri ile tepenin eteğinde çağlayanlar gibi aktılar.İki ordu kanlı tepe eteğinde çarpıştı.Hevsel Süvarisi Uneys çarpışma anında atını mızraklılara sürmüştü.Kılıcından çıkan mavi ışık hüzmesiyle mızraklıların saflarını yardı ve doğruca Selemon'a sürdü.Selemon'a yirmi adım kalmıştı ki serseri bir okla atından düştü.Uneys yerde okun acısıyla inliyordu.İnleme savaş meydanının uğultusunu bastıracak kadar yüksekti.Peki bu ok nerden gelmişti?Haramid'de sadece biri bu kadar hızlı bir hedefi bu kadar iyi vurabilirdi.Bu kişi ulak Haren'den başkası değildi.Çıktığı koca kayanın üzerinden Selemon'a selam verdi,lakin onun aklındaki soru Uneys'in kılıcındaki mavi ışık hüzmesinin nerden geldiğiydi....''

Yazar:Kahren muhafızı Akap



Sezon II Hikayesi:GökYüzü Avcıları
''Günün ilk ışıkları...Ordu aç,sussuz ve yorgun...Seyyahlar Gök Vadiye varmamıza az kaldığını söylese de sanki hiç bitmeyen bir kabusun içinde gibiydik.Güneş yeni doğmasına rağmen gün boyu yakacağını hissettirmişti.
KanlıTepe'den kurtulan yüz kişi yorgun ve bitkin halde yola devam ediyordu.Kahrenlilerin kana susamış askerleri merhametten yoksun halde bizi bozguna uğrattılar.Emirimiz Nesrep hala yaralıydı ve uyuyordu.Artık Hevsel ordusu için hiç bir kurtuluş yolu olmadığını üzülerek ve korkarak parmaklarımın ucuna kadar hissediyordum.Güneş doğmaya devam ediyordu ve her ışık hüzmesi umutsuzluğumu söküp atarken hüznüm de artıyordu.Merak ediyordum.Peki ya şimdi , şimdi ne olacak...
Ordu yola devam ediyordu,o sırada ufuktan gölgeler yükseldi...Herkesi korkulu bir merak sardı.Tam da kellemizi kurtardık derken bu da neyin nesiydi.Gölgeler hızla artıyordu .Güneş'den kopan ışık hüzmeleri gölgeler arasından bize sanki ''Kaçın!'' diye sesleniyordu.Orduya yaklaşan bu bilinmez tehlike bir kükremeyle sabahın sessizliğini yardı.Askerler arasında fısıldaşmalar başlamıştı.Ordu olduğu yerde bekliyordu.
Gölgeler yaklaştıkça korku yerini umuda bırakıyordu.Çünkü yaklaşanlar Nesrep'in kadim dostları GökYüzü Muhafızları'ydı.GökYüzü Muhafızları Ejderhalar'ın eğitilmediği zamanlarda onlara karşı savaşmak için Hükümdarlardan ayrılmış birliklerdi.Nesrep Ejder'in kükremesiyle çoktan uyanmıştı.Ordu yakınlarında yere inen ejderhalar orduda büyük bir heyecan uyandırmıştı.GökMuhafızı Loren ve Birliği ordunun içinde yürümeye başladı.Herkesin meraklı bakışları Muhafızların üzerindeydi.Loren seslendi:''Ey Hevsel Hükümdarı Nesrep!Bu halinde ne!Kim seni ve ordunu böyle aciz şekilde çöllere sürdü.''.Kalabalığın arasından Nesrep yavaşça yaklaştı.Hala yaralı ve yorgundu.Kısık ve derin bir sesle cevap verdi:''Ey Gök Muhafızları!Ne oldu da uykunuzdan uyandınız.Ben ve ordum savaştayken nerdeydiniz.Nerdeydiniz de beni ve kardeşimi ayırmak için gelmediniz..!''
Bir süre Nesrep ve Muhafız Loren konuştular,bu sırada Loren'in bir sözüyle herkes derin bir sessizliğe daldı.Söylediğine göre Muhafızların bazıları birlikten ayrılıp Kahren Sultanına katılmıştı.
Hevsel Kalesi ise Kahrenliler tarafından alınmıştı.Loren Nesrep'in yanında olacağına ve onu korumak için s
avaşacağına söz verdi.Ordular Gök Muhafızlarının yardımını umarak Nesrep'in emriyle Hevsel'e dönüyordu!
...Hevsel kalesine yaklaştık.Kale üzerinde uçuşan ejderhalar orduya hayli bir korku salmıştı.Peki Gök Muhafızları nerdeydi...Kanlı tepedeki gibi bizi yalnız mı bırakacaktı.
Kaleye iyice yaklaştık.Kale surlarında Kahrenlilerden bir asker bağırdı:''Hevselliler döndü,Sultan'a haber yollayın Hevsel Emir'i Nesrep geri döndü''.Kısa bir zaman sonra ordu aç bir şekilde surlar önünde beklerken Hevsel kapısı açıldı.Sultan Selemon ve yanındaki birlikler kale önüne çıktı.Selemon seslendi:''Ey Hevsel Emir'i Nesrep!Hangi cesaretle kalen için hala hak iddia edersin.Bilmezmisin ki Kahrenliler'in artık daha güçlü olduğunu.''.Selemon haklıydı.Hevsel kalesi çok iyi korunuyordu.Nesrep gücünü topladı ve kükrercesine bağırdı:''Ey Selemon!Abin olarak kaleyi geri taleb ediyorum.Artık Gök Muhafızları da arkamızda.Bize karşı zorluk çıkarma.Var git kalene,Kuzey Haramid Hevsel'indir!''.
Selemon hiç cevap vermedi.Nesrep'in konuşması kale önünde büyük bir sessizlik oluşturmuştu.Kahrenliler saldırı için Selemondan emir bekliyordu.Sultan Selemon altın kılıcını çekti ve havaya yöneltti.Tam kılıcın gösterdiği yönde bir ejderha ordusu belirdi.Bunlar Muhafız birliğinden ayrılan Gök Avcılarıydı.Selemon saldırı emrini verdi.Kale kapısından bir asker seli aktı.Hevsel orduları Nesrep'in emriyle kalkanları çekti.Kahren orduları hızla yaklaşıyordu.Az sonra Kahren süvarileri Hevsellilerin kalkanlarına çarptı.İki ordu o gün kale önünde ölümüne çarpıştı.Muharebe iyice kızışmıştı.Tam o sırada bir Hevselli bağırdı:''Gök Muhafızları vardı!Gök Muhafızları sözünü tuttuuu!''.Ejderhalar muharebe alanını büyük bir gölge içine aldı.Hem yer yüzünde hem gök yüzünde büyük bir katliam vardı.
Muharebe o günün akşamına kadar sürdü.Her yer alev ve kan içinde kalmış ,askerler bir yandan savaşıyor bir yandan yakınıyordu.Tam o sırada bir kalabalık Emir Nesrep'in etrafını sardı.Çünkü yaklaşan Kahren Muhafızı Akap'dı.Baltasını ölümüne savuruyor ve Nesrep'e yaklaşıyordu.O anı görünce hiç vakit kaybetmeden okumu aleve verdim ve yayımda gerdim.Akap iyice yaklaştı..yaklaştı..yaklaştı.. Tam baltasını kaldırdığı anda elinden yere düşüp bayıldı.Oysaki okum hala yayındaydı.Bunu yapan Casus Kefren'di.Zehirli hançeriyle gölge gibi yaklaşıp koca Muhafızı tek hamlede yere sermişti.Sonra hiç vakit kaybetmeden hızla muharebeye devam etti.Ancak benim şaşırdığım ayrı bir şey vardı.O da Kefren'in hançerindeki parlak ışık hüzmesiydi...
Yazar:Hevsel Muhafızı Kapnar


 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol